Dubai...
Platonik aşkların başkenti.En azından benim için öyle olduğu kesin!
Çok güzel.Hatta dehşete düşürecek kadar kusursuz.İlk bakışta dikkatimi çekiveriyor hemen.Sonra yine karşıma çıkıyor bu defa bir başka yerde.Dönüyorum dolaşıyorum,benzerlerine bakıyorum aynı duruş aynı asalet yok.Bire bir benzeri,tıpkısının, aynısının bir boy küçüğü var yine de aklım diğerinde.Bir adım ileri bir adım geri derken hoop yine dibinde bitivermişim.Bir yanım her zamanki sağduyulu tavrı ile "ne gerek var simdi çok manasız" derken baştan çıkartmaya kurulu diğer yanim "aman bi daha mı geleceksin dünyaya al gitsin diyor".Kendimi etrafa ter saçarak sevgilisine seslenen Rocky gibi hissediyorum.Benim de bu ikilemlerin arasında içimden "Adriannnn" diye bağırmak geliyor.İstanbul'da yok mu,alası var ama burası başka.Her yer ışıl ışıl ,adrenalini tavan yaptıran,hadi gel gel de al diyen davetkar bir yer.
Her alışveriş bir aşksa Dubai'de bu aşk çoğu zaman platonikten öteye geçemiyor.Mevzu bahis olan devasa alışveriş merkezleri ve lüks tüketim olduğunda görmek,dokunmak,uzaktan sevmek serbest ama alıp götürmek biraz zor.Malum markalar muazzam ,fiyatlar ateş pahası.Belki de en guzeli,o çanta bu valize girmeliydi diye hayıflanmak yerine üç gün sonra hevesim çoktan geçmiş olacaktı diyerek teselli bulmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder