5 Ocak 2014 Pazar

ROMEO

Bir Romeo yetişiyor.

Kaç tane adam bir kadına "seni gün batımında bir başka seviyorum" der allah aşkına.Adam olacak çocuk şimdiden belli oluyor.Sabahları yatağa gelip, o muzip sırıtışıyla "sıcağında yatmak istiyorum"deyince kızıp kovalayamıyor insan.Şimdiden neler söylerse reddedilemez olduğunun farkında.

Akşamları yatmadan evvel kapıyı kapatıp,perdeleri açıyoruz.Sebep? Böyle uyumak daha romantikmiş.

Büyüdükçe tipik bir terazi burcu erkeği olmaya başladığını daha da yakından hissediyorum.Giyime kuşama dikkat eden,estetik kaygıları olan bir erkek olacağı aşikar.Elbise denerken yanıma sokulup,"Bir de juj sürersen çok güzel olursun" diyor.Ya da bazı sabahlar giyeceklerini kendi hazırlamak istediğinde, yere seçtiği kıyafetleri sermiş alt üst seçerken üzerlerine uygun bir kemer ve çorap eklemeyi ihmal etmemiş olduğunu görüyorum.Şaşırıyorum tabi.Ne bende ne de Dy de böyle bir takıntı yok.Geçen gün iki çorabını da aynı giymek istemediğini söyledi.Baktım biri mavi biri yeşil...Müsade ettim tabi,ne de olsa acemi bir anne sayılırım neme lazım ileride yaratıcılığımı engelledin,hayalgücümü kısıtladın demesin :)

Bazen farklılaşmaya çalışması hoşuma gidiyor.Keşfetmeye başladıkça daha da  keyifli oluyor.Bir insan yetişiyor neticede! Ödevlerini yaparken ne yaptığından çok nasıl yaptığı önemli mesela.Bu yüzden beş dakikalık eşleştirme bizde otuz beş dakika sürüyor.Her bir eşleme için farklı renkte boyalar çıkıyor piyasaya.Kutucukların rengi seçiliyor ve neden bu rengi seçtiği anlatılıyor."Bu mavi olsun babamın sevdiği bir renk,üzülme sıradaki de senin için olabilir mesela kırmızı." İçerik standart olsa da işin şekli bambaşka oluyor.Bu yüzden siyah beyaz ödev kağıtları okula rengarenk,yarısı sulu boya yarısı pastel boya olarak gidiyor ...

Aşk meşk durumları ise anladığım kadarıyla biraz karışık.Geçenlerde asla evlenmeyeceğini söylüyordu.Çünkü bütün kızlar ona kötü davranıyormuş.Evlilik nedir diye sorunca da verdiği yanıt tuhaf.21.yy evlilik teoremini çözmüş çocuk. " Birbirine aşık insanlar bebek isteyince aynı evde yaşar"

Bir taraftan da her türlü bilgiye bu kadar açık olmaları ebeveyn olarak bizi,bilhassa da beni epeyce zora sokuyor.Merakı,ilgi alanları kesinlikle bana çekmemiş.O yüzden onun sorduğu çoğu soruya yanıt veremiyorum.Yanlış bir şey söylesem yarın öbür gün yüzüme vurur,hiç bir şeyi unutmuyorlar ki!O yüzden hemen kaçağa yatıyorum...

-Adem ve Havva rengarenk miydi?
-Neden?
-İnsanlar renkli renkli ya..Zenciler var biz beyazız mesela?
-Hımm saklambaç oynayalım mı?

Bir kaç kez ters köşeye yatmış olduğum için artık bilmiyorsam cevap vermemeyi,bilene yönlendirmeyi tercih ediyorum.Okulda mesleki bir gündem varmış.İleride olmak istedikleri meslekle ilgili bilgiler istemişler.

-Oğlum sen ne olmak istiyorsun?
-Fosilleri araştırmak
-Arkeolog yani
-Hayır onun adı fosil bilimci,arkeologdan çok farklıdır
-Sessizlik...

Tam da bu yaşlar tanırıyı sorgulamaya başladıkları bir dönem.Bilim teknikse babası,sözel bir konuysa ben yardımcı oluyorum diyelim.Peki ikimizin de yanıtlayamayacağı sorularda ne yapmalıyız?

-Allah hangi gezegende yaşıyor?
-....
-Gökyüzünde yaşıyorsa gezegenlerden birinde olması gerekmez mi?
-....
-Bence Uranüs
-.....

Şimdi allah her yerde deyince o zaman tuvalete de beni görüyor diye çığlık atıyor.Gökyüzünde deyince adres soruyor.Hasbin allah...

-Oğlum o senin kalbinde sen iyilik yapınca da kötülük yapınca da bunu görebiliyor.Dua edersen seni duyar ama bir yerde olması gerekmiyor.Dondurma isteyen var mıııı ? :)

Her günümüz Denizciğin hikayeleriyle dolu.Bazen düşünüyorum da daha sık yazmak lazım.Büyüdükçe herşey hızlıca unutulup gidiyor.Bundan bir kaç sene evvelki hallerini neredeyse hiç anımsamıyorum.İleride okuyup gülümseyeceği bir kaç anı da olur böylece...











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder