1 Ocak 2013 Salı

KARINCANIN SU İÇTİĞİ

Deniz bu gece öyle dingin ki,tek başına arzı endam eden teknenin aksi aslından daha gerçek...

Onca yıldır sahili ilk kez bu kadar esintisiz, gökyüzünü bu kadar berrak görüyorum.Ayın tüm ışığı hiç bir katmana takılmadan geceyi aydınlatıyor gibi.Suyun üzerinde zerre kıpırtı yok.Neredeyse uzanıp gözümle tek tek seçebildiğim taşları toplayacak ve suyun üzerinden yürüyerek karşı kıyıya geçivereceğim.

2013 yılının ilk dakikalarında belki yılda, belki on yılda bir denk gelecek güzellikte bir manzara uzanıyor karşımda.Gecenin sessizliğini uzaklardan gelen yılbaşı kutlamalarına yarenlik eden bir davul sesi bölerken,denizin ve gökyüzünün durgunluğunu bir kaç renkli fener süslüyor.Hayatımda ilk kez gördüğüm fenerlere büyülenmiş gibi bakıyorum.Kağıttan yapılmış,içindeki mum yandıkça ısınan havayla yükselen,denizin üzerinden göğe doğru süzülen renkli ateş topları.Büyük şehirlerin gürültülü ve bol dumanlı havai fişek gösterilerinin yanında tam da adaya yakışır naiflikte,masalsı  bir ışık gösterisi.


Bir aşağı bir yukarı yürürken defalarca şaşılacak şey diyorum,bu nasıl bir gece,nasıl bir sükunet.Yaşar Kemal'in "karıncanın su içtiği" dediği deniz bundan başkası olamaz.Ah Yaşar Kemal ah. Bilmezsin ki bütün benliğimi saran sevdaların baş müsebbibi sensin.Biri beni hipnoz etse ve belki bilinçaltımdan belki de eğer varsa önceki hayatımdan bir sebep bulsa diyordum şu ada takıntıma.Mesela  hooop eski hayatınızda çöllerde kalmış sefil bir bedeviymişsiniz ondan suya, adaya düşkünlüğünüz dese fena olmazdı doğrusu.Sonra bir de baktım ki bayılıp ayılmaya lüzum yok,cevap başucumda duruyor.Yaşar Kemal'in bir ada hikayesi serisinin ilki ne kadar da derinden etkilemişti beni.Belki de bu yüzden her gittiğim adaya Poyraz Musa ve Vasili'nin adası burası olabilir mi diye baktım.Fakat bu gece eminim.Bir karınca ancak gözlerimin önünde uzanan bu derece durgun bir denizden,Cunda kıyısından su içebilir.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder