İşkence müzesinin merdivenlerinden ürkek bir serçe gibi iniyorum.
Her an pırr diye gerisin geri kaçıverecek kadar da temkinliyim. Sanki daracık taş merdivenden iner inmez
siyahlara bürülü, eli baltalı bir cellat kolumdan tutup beni derin ve karanlık
delhizlere tıkıverecek. Günler ve geceler boyunca sesimi kimselere duyuramayıp
ya soğuktan ya da açlıktan son nefesimi verip yok olup gideceğim. Eyvahlar
olsun! Zaten benim gibi iğneden bile
korkan, kan görünce fenalaşan, acı eşiği son derece düşük birinin burada ne işi
var?
Her şeyin sorumlusu içimdeki bitmez tükenmez merak. Daha
görülecek çok yer, tanışılacak çok insan ve yaşanacak çok ilk var derken hooop
kendimi böyle uzak bir diyarda, yüzyıllarca hapishane olarak kullanılmış
sevimsiz bir köşede buluveriyorum . Hem zaten tüm deneyimlerin eğlenceli
olduğunu da kim söylemiş ? Hatta bazıları can yakıcı bile olabilir.
Artık bahtımıza ne çıkarsa.
Hemen mekâna dair
felsefi bir yorum yapıp içeriye girebilmek için kendimi cesaretlendiriyorum. " Bedensel
acı dediğin nedir ki? Mühim olan ruhumuzdaki kapanmaz yaralar. Üfleyince
geçmeyenler…"
Peki , itiraf ediyorum ki bu felsefenin geçerliliği kemikleri
birbirinden ayıran gerçek bir düzenekle tanışına kadar geçerli oldu. Doğal
olarak tüm araç gereç, o dönemde temin edilebilen ahşap, demir gibi
materyallerden yapılma. İlk bakışta ne işe yaradığı anlaşılamayan
mekanizmalara, ucu sivriltilmiş kalın kütüklere, altında ateş yakılan bronz
levhalara yaklaşıp uygulamanın detaylarını okuyunca koşarak kaçma hissi
uyanıyor. Büyük, küçük her türlü suç için geliştirilmiş bir ceza tekniği var. Hiçbir şey es
geçilmemiş. Ayyaşlık edip ahaliyi
rahatsız edenin içine kilitlendiği bir şarap varili de mevcut, kavgaya karışmış kadınları boyunlarından birbirine bağlayıp bir süre yüz yüze bakmalarını
zorunlu kılan bir boyunluk da. Düşünsenize en nefret ettiğiniz kişi günlerce en
mahrem anlarınızda bile burnunuzun dibinde oluyor ! Gel
de bir daha kavga etmeye yelten.
Sonradan öğrendiğime göre
Avrupa toplumlarındaki bu acımasız cezalandırma mekanizması sayesinde suça yönelim
oldukça sınırlıymış. Şimdilerde bile geçmişten gelen bu caydırıcılığın etkili olduğu söyleniyor.
Daha ağır suçlar için hayal gücünün sınırları zorlanmış.
Gününüzün geri kalanını ziyan etmemek için çok detaya girmeyi uygun bulmuyorum.
Bu çarpıcı ziyarette galiba beni en çok
etkileyen şey, vahşet söz konusu olduğunda insanoğlunun sahip olduğu sınırsız yaratıcılık
oldu. Hangi ruh sağlığı yerinde insan oturup böyle aletler icat eder diye
düşündüm. Anatomi bilgisi şart,
birilerinde test etmek ve kullanıma uygunluğu konusunda emin olmak da lazım.
Eğilip ufacık metal levhalardaki detayları okuyunca benim kendime gelmem çok kolay olmadı. Çıkışta keyfim yerine gelsin diye hatırı sayılır miktarda çikolata ile haşır neşir olurken tekrar düşündüm;
Eğilip ufacık metal levhalardaki detayları okuyunca benim kendime gelmem çok kolay olmadı. Çıkışta keyfim yerine gelsin diye hatırı sayılır miktarda çikolata ile haşır neşir olurken tekrar düşündüm;
Sahiden acıyı kelimelere sığdırıp tarif edebilmek mümkün
müydü?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder