2 Mayıs 2016 Pazartesi

#yirmidortsaat #kayıp



Gece uykuya dalarken kafası bomboş olan, sıradan rüyalar gören, gözlerini açtığında sadece o gün ne giyeceğini düşünen insanları kıskanıyorum ne zamandır. Arabayı kullanmak için sol yerine sağ koltuğa oturmayan, aynı gün aynı çantayı üç ayrı yerde unutmayan aklı hala başında olan insanlar.  Kahve alırken kasanın arkasından gülümseyerek para üstü uzatan kızın yüzündeki ifade bile canımı sıkıyor. Aynı anı yaşıyor görünsek de, uzun zamandır etrafımdakilerle aslında çok başka yerlerde olduğumuzu biliyorum.  Dünya dönmeye devam ederken, zamansız bir kapsülün içinde asılı kalmış gibi durmaktan ve bariz bir şekilde  hayatın akışına uyum sağlayamamaktan yorgunum.

Kıskandığım sıradan insanlar… Yanımdan gelip geçen, tren gişesinde bilet almak için sıra bekleyen, neşe içinde sohbet eden, bir köşede sessizce oturup ellerindeki renkli ekranlara dalıp giden insanlar. Hepsi etrafımı saran ama incecik bir tülle ayrılmışız gibi duran tanıdık tanımadık onlarca yüz. Gördüğüm, duyduğum ama sadece uğultularını fark edebildiğim, ağızlarından çıkan çoğu sözcüğü algılayamadığım gündelik hayatıma dahil olan insanlar. İstasyonda, metroda, ofiste, sokaklarda, her yerdeler. Peki ya ben nerdeyim?

 

 

1 yorum:

  1. Bir de liseliler ve üniversiteliler var. Tek dertleri sınav olan, hayat ile henüz tam tanışmamış gençler. Onların arkadaşlıkları, dostlukları, hayattan aldıkları keyif bile bir başka oluyor...

    YanıtlaSil