24 Mart 2015 Salı

AŞK EŞİTLENMEK MİDİR? / İSTANBUL



Orhan Veli İstanbul'u dinleyip, yamalı ceketinin cebinden çıkarttığı bir parça sararmış kağıda kulağına çalınan sesleri not ederken, Aşiyan'da ahşap bir bankta oturup hayranlıkla izlerdim onu. Çapkındı, alaycıydı bakışları. Kumral dalgalı saçlarını geriye doğru attı mı, kemerli burnu, dolgun dudakları ortaya çıkardı. Uzun uzun denize bakar birden hızlı hızlı yazmaya koyulurdu. Kim bilir kimin için dökülürdü kaleminin ucundan itiraf edilememiş bir iltifat, bir latife, bir gizli davet. İşte o vakitlerde, ağlar dalyanlardan çekilirken ayağı suya değen kadın da, kaldırımdan geçen yosma da, yüksek kaldırımda öptüğü Eleni de bendim.

 

3 Mart 2015 Salı

BİR KAŞIK AŞK / BARSELONA

                 

Ulu tanrım, bir kez daha burada karşındayım. Seneler evvel gelip sana yalvardığımda melekler kulağıma razı mısın diye fısıldadı. Dileğin gerçekleştiğinde olacaklara razı mısın? O akşam bütün içtenliğimle haykırdım. Razıyım! Şimdi seninle kavuşmadan hemen önce bir kez daha razı olur muydun diye soruyorsan sana yine aynı cevabı verirdim. İçimde zerre pişmanlık yok. Her ne yaptıysam, ne yaşadıysam başıma gelen kabulümdür. Kusursuz biri olmadım. Bilakis hayli günah işledim, inkar edecek halim yok. Fakat yanına geldiğimde benim de bu günahlarımın sebebiyle ilgili sana soracaklarım var. Bana seçme şansı verdiklerin için rızamı aldın ama seçme şansı vermediklerin için cehenneme yolunu göstereceksen ona itirazım var şimdiden bil istedim.