8 Ağustos 2012 Çarşamba

"UZMAN OLİMPİYAT SEYİRCİSİ"


2012 Londra Olimpiyatları son hızıyla devam ediyor.

Akşamları TV karşısına yayılıp ömrü hayatımda hiç ilgimi çekmemiş sporları izleyip,bir taraftan da işin magazinsel tarafı ile eğleniyorum.Ev kalabalık olduğunda müsabakaları izleyip yorum yapmak çok daha keyifli oluyor.

Geçtiğimiz akşam sekiz kişi bir arada bir atletleri,bir güllecileri bir de sırıkla uzun atlamacıları izliyoruz.Üç dakika ordan beş dakika burdan derken kafam allak bullak oluyor.Kamera yakın çekim yaptığında aa bu kesin çok iyi atlar dediğim sporcu meğer atletmiş!Evde bir kahkaha kopuyor.Salonda sosyalciler ve fenciler çekişmesi var.Her zamanki gibi fenciler işin fiziki kurallarını vs. didikleyip bizimle alay etmek istiyorlar.Şaka yollu soruyorum;"Yahu bu atletlerin niye bir kısmı önde bir kısmı arkada başlıyor haksızlık olmuyor mu" diye.Bal gibi biliyorum aynı mesafeyi koştuklarını oysa.Pınar bu cümleyi duyunca küçük çaplı bir şok geçiyor.Sonra soruyor,peki neden böyle ayarlıyorlar biliyorsun değil mi diye? Valla diyorum ben olsam yan yana dizer aynı hedefe doğru koştururum , kimse de ben öndeydim sen sağdaydın diye vıdı vıdı etmez.İstisnasız tüm fenciler neden böyle sıralandıklarını bilmekle kalmayıp aaa nasıl mantığını bilmiyor musun diye üstüme geliyor.Yalnız olduğumu düşünüp iki parende ile kendimi ikinci kattan aşağı atmak isterken aslında diğer sözelci arkadaşımın da benimle aynı durumda olduğunu farkedip rahatlıyorum.

Atletizmden gülleye geçiyoruz.Güllecileri görünce insan bunlar da sporcu mu hey maşallah demekten geri kalamıyor.Böyle sporcu olur mu her yerleri yağlı dememe kalmadan arka arkaya iki veciz deyiş geliyor arka taraftan.Biri, ne olacaktı bu cüsseyle balerin mi olacaktı gülleci olacak tabi diyor.Diğeri daha de derine inerek yahu atasözü! bile var biri çok iri yarı olunca Dogu Alman Gülle takımından gibi denir diyor.Sonra sosyaciler yine aman kadının favorisi var ıyyk falan derken fenciler acaba gülle kaç kilo diye arama motorlarına koşuyor.

Sırıkla atlama tam bir faciaya dönüyor.DY'nin çok beğendiği Rus sporcu Isinbayeva da dahil tüm sporcular bütün müsabakayı sırıkla atlayamama şeklinde tamamlıyor.Herkes patır patır dökülürken kötünün iyisi diye birilerine madalya veriliyor olması da tuhafıma gidiyor doğrusu.Isınbayeva mı? Onun düşüşünde benim zerre kadar parmağım yok!

Madalya törenini dikkatle izlediğimiz güreşi de atlamamak lazım.Kirli sakallı Gürcü sporcu ile al yanaklı Türk sporcumuzun bronz madalya mücadelesi.Fenciler yine stilden vs.den bahsederken,grekoromen ne demekmiş onu anlamaya çalışıyorum.Bir de koparma silkme vardı diyecek oluyorum ki onların haltere ait terimler olduğu aklıma geliveriyor,son anda bir mahcubiyetten daha kurtulmuş oluyorum.Gelecek olimpiyatlardan önce branşlara göre planlanmış, hızlandırılmış "Uzman Olimpiyat Seyircisi" kursu almam şart!

Şu ana kadar 2012 olimpiyatlarında aldığımız tek madalya Rıza Kocakaya'nın bronz madalyası.Saygılarımı sunmadan geçmeyelim.Madeninin ne olduğu çok önemli değil.Bayrağımız göndere çekilince insan bir hoş oluyor.

Törende verilen çiçekler de pek komik.Sapları kesilmiş,iri yarı cüsselerde minnacık kalmış bir demet çiçek.Olimpiyatları biz düzenliyor olsaydık koca koca buketler hatta çelekler verirdik, maksat şanımız yürüsün.Memlekette bağ bahçe bostan kalmazdı maazallah :)

Keşke biz de 2012 Londra olimpiyatlarını ekran başında geyik yapmak yerine daha bir heyecanla  izleyebilseydik.Ve madalya törenlerinde Çinliler ve Amerikalılar gibi göğsümüz kabarsaydı..Eskiden halterde,şimdilerde güreşte yakalanan başarıları düşünüp,çiroz gibi jimnastikçiler ve atletler ile bizim başarılı olduğumuz branşlardaki sporcuları karşılatırınca kilo olayına boşuna takıyoruz diye düşünüyorum.Uluslararası platformda bile durum net.Tosunluk bizim hamurumuzda var...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder