19 Şubat 2012 Pazar

FETİH 1453


2009 yılından bu yana bahsi geçen ve nihayet geçtiğimiz hafta izleyiciyle buluşan 'Fetih 1453' için olumlu ya da olumsuz yazılacak çok şey var.Konu türk ve dünya tarihinde iz bırakmış en önemli olaylardan biri olunca beklenti yüksek oluyor şüphesiz.İzleyicinin filmden neler beklediği de önemli tabi.Tarihsel gerçeklere daha fazla yer verilebilirdi,senaryo başarısızdı,oyuncular yetersizdi  gibi yorumların hepsine saygı duymak lazım.Herkes beğenmekte ve beğenmemekte serbest.

Lakin bugün çok sevip saygı duydugum bir müzisyenin filmle ilgili yorumu canımı çok sıktı.Entellektüel bir değelerlendirme yapmak demek,objektif görünmeye çalışırken komik duruma düşmek olmamalı.Bir kaç forumda da benzer yorumlar görünce yazmadan duramadım.Burada üzerinde bolca laf kalabalığı yapılan konu,filmde Türklerin kahraman gösterilirken karşı tarafın kötülendiği , bu nedenle filmin globallikten uzak olduğu ve uluslararası düzeyde beğeni kazanmasının mümün olamayacağıydı.Film tek taraflı bir bakış açısıyla yanlı olarak hazırlanmıştı.

Şimdi bu çok bilmiş ve 'tek taraflı bakış açısıyla yaklaşılmaması gerektiğini ' savunan aslında çok da taraflı entellektüellere bir kaç sorum olacak:

Pearl Harbour vizyona girdiğinde ülkemiz dahil  bütün dünyada büyük beğeniyle karşılandı.Peki bu film yüz binlerce sivil Japon'un katledilmesine neden olan atom bombasına kılıf uydurmak için çekilmedi mi? Öyle ya çılgın kamikaze Japonlar masum ve hümanist ABD donanmasına hain bir saldırı düzenlemişti.

Sinema tarihinde saygın bir yeri olan Braveheart 'da özgürlük için savaşan İskoçların karşısında,köyleri yakıp yıkan,kadınlara tecavüz,katleden eden İngiliz prensler yok muydu?Peki bunun karsında hiç bir İskoç aa film tek taraflı, global düzeyde değil gibi bir açıklama yapma gereği duydu mu?

İzleyenlerin özellikle savaş sahnelerinden çok etkilendiği ve büyük bir kahramanlık mücadelesi veren 300 Spartalı'nın hikayesinde de hepi topu 300 asker onbinlerce barbar Pers'e kafa tutmadı mı?

Ve son olarak 2009 en iyi film oskarının sahibi 'The Hurt Locker' filminde zavallı Amerikan askerlerinin kendi işgalleri altındaki Ortadoğu'da yaşadıkları sıkıntılar konu edilmiyor muydu?

Şimdi globallikten, dünya sinemasından yer edinmekten vs. bahsederken kimse bana sinema endüstrisinde filmlerin iki tarafın da eşit düzeyde kahraman ve hümanist gösterilmekte olduğundan bahsetmesin.Teknik ve görsel detaylar konusunda filmi Hollywood yapımlarıyla kıysalayanlar yukarıda sıraladığım örneklere de bakıversinler bir zahmet.

Filme gelince..Başta da söyledim pek çok açıdan yetersiz bulanlar olabilir.Ben beklentimi yüksek tutmadan hatta fragmanı bile izlemeden gittim.Bence Recep İvedik'in gişe rekorları kırdığı düşünüldüğünde bu filme kötü demek büyük haksızlık olur.Savaş sahneleri çok başarılıydı,'Cennet Krallığı' ya da 'Truva' filmlerindekiler kadar etkileyiciydi.Fethin en can alıcı konusu olan gemilerin karadan yürütülmesi biraz üstünkörü geçilmiş,daha iyi olabilir miydi..Evet.Oyunculara gelince Fatih her ne kadar 21 yaşında göstermiyor olsa da filmi izledikçe gözüme daha hoş gelmeye başladı.Bence sırıtmamış,oyunculuğu da iyiydi.Keşke Kenan İmirzalıoğlu oynasaydı diyenlere gülüp geçiyorum.Diğer taraftan Ulubatlı Hasan Fatih'ten daha ön plandaydı sanki.Seçilen oyuncuya bakılırsa bunun da olağan olduğu söylenebilir.Yönetmen iyi bir seçim yaparken Fatih'in gölgede kalabileceğini pek hesaba katmamış gibi.

Yorumlara kulak tıkayın,filme henüz vizyona girmeden forum sitelerinden birine girilen 500'den fazla eleştiri var.En kötü ihtimalle Recep İvedik'in seri üretime geçtiği Türk Sinema endüstrisine 10-15 tl destek vermiş olursunuz.






1 yorum:

  1. Tarihimiz ile ilgili filmlerin artması adına filme her anlamda destek vermek önemli. Bu hafta gişelerdeki kuyruğu görünce ertelesek de en yakın zamanda izleyeceğiz.

    YanıtlaSil