15 Şubat 2012 Çarşamba

KOSHER RESTAURANT IN ISTANBUL "LEVI"

Bu yazının başlığını özellikle seçtim. Biri es kaza arama sitelerine girip İstanbul'da yahudi kurallarına göre servis veren bir lokanta ararsa bu siteye ulaşabilsin diye.

Dün Karadeniz fıkraları tadında bir gece geçirdim. Şili kökenli, Güney Afrika vatandaşı musevi bir aile ile İstanbul'da İspanyol yahudilerine özgü yemekler yedim.

Cape Town'da yaşayan bir arkadaşım dört yıl kadar önce bizi bir günlüğüne ziyaret eden annesinin İstanbul'a geldiğini ve birlikte bir akşam yemeği yemek istediğini söyledi. Çok sevindim. Geçen seferki ziyaretinden Vilma'nın oldukça sofu bir yahudi olduğunu hatırladığım için hemen Nişantaşı'ndaki Carne lokantasını aradım. Meğer burası kapanalı tam bir yıl olmuş. Vilma beni aradığında alternatif bir koşer restaurant arayacağımı söyledim. Aradım taradım sadece bir tane  bulabildim. İstanbul gibi kozmopolit ve binlerce turist ağırlayan bir şehirde hepi topu bir tane koşer lokantası olmasına çok şaşırdım. Tabi şaşkınlıklarım bununla bitmedi.

Ulaşabildiğim tek lokantayı arayıp akşam yemeği için rezervasyon yaptım. Eminönü'nde bir hanın içinde yer aldığını duyunca garipsedim biraz. Hamdi'nin  hemen yanında diye yineledi telefondaki ses. Eminönü'nde tarif edilen yere gittim, aradım taradım etrafta lokanta namına bir yer yok! Tekrar telefona sarılıp bir yanlışlık olup olmadığını sordum. Derken demir bir kapının ardından anahtar sesleri duyulmaya başladı. Meğer han kapandığı için giriş kapısını da kilitliyorlarmış. Biraz tedirgin biraz meraklı bir tavırla demir kapıdan içeri girdim. 500 yıllık hanın girişinin ne kadar sefil ve korkutucu olduğunu anlatmak çok güç. Kırık dökük merdivenler, devrilmiş bidonlar, ordan oraya atlayıp çığlık atan kediler ve daha neler neler. Allahım ben nerdeyim, misafirlerimi nereye davet ettim derken , lokanta sahibi endişelerimi anlayıp  'merak etmeyin lokanta üst katlarda' dedi. İkinci katta buzlu camlı bir kapının üzerinde 'Levi Koşer Restaurant ' yazısını görünce biraz rahatladım. İçerisi az sayıda masası, küçük bir yemek vitrini, katalitik sobası olan tipik bir esnaf lokantası görünümündeydi. Duvarda Hahambaşılığın onaylı sertifikası ve etlerin üzerindeki mühürleri görünce doğru adreste olduğuma ikna oldum. Derken lokantanın sahibi ile sohbete başladım..

Öyle ya böyle bir yerde Yahudi lokantası açmak ve adım gibi eminim ki aslında pek de iş yapmayan bir işletmeyi ısrarla açık tutmanın sebebi neydi? Mehmet Bey büyük bir keyifle, işi babasından devraldığını, İstanbul'da tek yahudi lokantası olduklarını, onlar da kapatırsa yahudi yemeklerinin unutulup gideceğini anlattı. Aslında hiç iş yapmadığını bu yüzden lokantanın hem aşçısı, hem servis elemanı hem de bulaşıkçısı olduğunu söyledi. O kadar içten anlatıyordu ki o anda çok sofu bir yahudi olduğuna yemin edebilirdim. Siz de cemaatten misiniz? sorusuna aldığım yanıt beni şaşkına çevirdi. 'Yok abla biz müslümanız elhamdülillah. Erzincanlıyız. Babam rahmetli zamanında nerden akıl ettiyse açmış işte biz de devam ettiriyoruz'. Sonra, heyecanla, yemekleri ve hangi yörelere ait olduklarını anlatamaya başladı...

Bir taraftan da pencereden bakıp Vilma ile Alvin'in gelip gelmediğini kontrol ediyordum. Ufukta beklenen çifti görünce hemen aşağı inip karşıladım. Onlar hana girdiğinde doğal olarak benden çok daha şaşkındı. Lokantaya girip mühürleri, onayları görünce çocuklar gibi sevindiler. Bu vasat lokanta onlar için inanılmaz derecede kıymetliydi. Vilma sürekli, küçük ama çok temiz, eski ama servisi çok iyi gibi olumlu eleştirilerde bulundu. Bütün gün kendi kaidelerine uygun bir yer bulamadıkları için yemek yiyememişler. Lokantanın sahibine sitem etmeyi de ihmal etmediler. Bütün günü Yahudi Müzesi, Sinagog vs. gezip hiç birinden koşer bir lokantanın varlığına dair bir malumat alamamışlar. İnsan bir broşür bir kart bırakır dediler.

Etler özel olduğu için yemekler lezzetliydi, temizdi de. Lakin hesap dudak uçuklatıcı derecede yüksek geldi. Şekli şemali, ortamı ne olursa olsun 'özel' bir lokanta olduğu için fiyatlar astronomik. Gerçi bizim çift en nihayetinde yemek yiyebildiği için hesaba takılmadı. Hatta sadece bizim için mekanı açık tutmalarından dolayı oldukça hatrı sayılır bir bahşiş bıraktı.

Birileri koşer bir lokanta sorarsa gidilebilecek tek adres Levi, aklınızın bir yerinde bulunsun. Hamdi'nin hemen bitişiğindeki hanın ikinci katında. Akşam yemeği için arayıp haber vermek çok önemli. Yoksa demir kapıda öylece kalabilirsiniz.

5 yorum:

  1. In cities with smaller Jewish populations, kosher dining is often limited to just a single establishment. Some cities do not have any kosher dine-in facilities, but the small communities have other arrangements for Jewish residents to obtain ready-made kosher meals and other types of food that may be hard to obtain kosher otherwise.


    rooklyn kosher restaurants

    YanıtlaSil
  2. Cok tessekur ederim bunu yazdiginiz icin, gecen sene Turkiye'ye gitmistim lakin kismet olmadi LEVI lokantasina uragmak, her gun amerika'da kosher yiyoruz, yanliz memleketimizda bir baska olur diye dusunuyorum ve gercekten celik kapidan bahsedince ne kadar baska olur daha cok inandirici geldi bana =)

    Saygilar.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Daria,
    İçten yorumun için çok teşekkür ederim.bu yazının başlığını seçmemdeki ana sebep İstanbul'da kosher rest. arayanlara yardımcı olabılmektı.İstanbul da herşey bir başkadır sahiden :)

    Aslı Y.

    YanıtlaSil
  4. İyi bir paylaşım olmuş. Buz firması olarak blogunuzda başarılar dileriz.

    YanıtlaSil
  5. This restaurant is not kosher any more.

    Bu lokanta artık kosher değil.

    YanıtlaSil