14 Mayıs 2012 Pazartesi

VAN GOGH ALIVE


Tabloların dışında değil içinde olmak..Kulağa hoş geliyor doğrusu.

Van gogh Alive sergisinin lansmanında ön planda olan ve oldukça merak uyandıran en önemli detay bu sanırım.İstanbul'da ayağımızın dibine kadar gelmiş ve alışılagelmişin dışında bir deneyim vadeden Van Gogh Alive sergisini görmeden olmazdı.

İstanbul Modern antrepolardan biri bu sergi için karartılıp olduça loş bir ortam oluşturulmuş.Tüm duvarlar ve kolonlardan tablolar sırayla akıp geçiyor.Renkli ve beklendiği gibi çerçevesiz.Arada ressamın mektuplarının,veciz deyişlerinin de yer aldığı,bir resim sergisinden çok arka fonda tabloların seyrine eşlik eden klasik müzik ile harmanlanmış görsel bir şölen.

Karanlık salonda yere oturup tabloların birbiri ardına akışını izlemek çok keyifli.Tüm duvar ve kolonlara aynı anda aynı görüntüler yansıtıldığı için önüm arkam sağım solum kah "Self Portrait" kah "Starry Night"...Tablolar çerçevesiz ama Van Gogh'un eşsiz dehası çepeçevre sarıyor insanı.Yaklaşık yirmi,yirmi beş dakika süren akış kısa süreli bir kaçış gibi.İçimde tuhaf bir huzur yüzümde tatlı bir tebessüm.Deniz'in "kulağı olmayan ressamcı" ile tanışmış olması da cabası.

Gidip görmekte fayda var.Fakat hafta sonu ise mutlaka öğleden önce gitmek lazım.Biz geri dönerken kapıda kuyruk oluşmaktaydı.Biletler için de Biletix den organize edip ekstra ücret ödemeye gerek yok,kapıdan gayet rahat alıp içeri girebilirsiniz.Benden söylemesi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder