16 Eylül 2011 Cuma

GELECEĞE MEKTUPLAR..

Eylül ayını ortaladık..Kışa beş kala yaşadığım gelişmelere bakılırsa bu kış tempom oldukça yüksek olacak.Uzun zamandır ertelediğim, denk getiremediğim pek çok şey için ardı ardına fırsatlar çıkıyor karşıma,ne mutlu!Galiba ‘evrenden iste olsun’ felsefesine inanmaya başlayacağım.

Geçtiğimiz eylülde oturup gerçekten nerde olmak ve ne yapmak istediğimle ilgili bir liste hazırlamıştım.Tüm isteklerimi 6 aylık,5 yıllık ve 10 yıllık bir  süreye yaydım.Tabi bu  liste tamamen bana ait olduğu için ulaşılması güç bir kaç hayalimi de eklemekte sakınca görmedim.Fiziksel ve duygusal olarak daha iyi hissetmek için neler yapmam gerektiğini belirleyip yola çıktım..

Bugün üzerinden tam bir yıl geçmiş.Dönüp baktığımda %80 oranında bir başarı yakalamışım.Hiç de fena sayılmaz.Üstelik kalan %20 lik kısmın yerine, o günlerde aklımın ucundan bile geçmeyen başka gelişmeler oldu.Hayatıma başka başka renkler, süpriz mutluluklar girdi..

2011-12 sonbahar kış sezonuna yeniden okullu olarak giriyorum.Deniz ve ben aynı anda öğretmen,sınf arkadaşları,ders ,ödev heyecanı yaşayacağız.Üniversite yıllarımda Fransız Kültür’ün taşlarını aşındırıyordum.İki yıl boyunca farklı yaş gruplarından , farklı etnik kökenlerden  ve sosyal statulerden insan tanıdım.Öğrendiğim çat pat fransızca , bütün bu kazanımlarımın yanında oldukça önemsiz bir detay sayılır.

Bu kış o yıllara geri dönüyorum.Malum Deniz üç yaşını dolduruyor,okullu oldu bile. Artık neyi nasıl yöneteceğine ve pek çok şeye nasıl yetişebileceğine dair korkuları olan acemi bir anne değilim.Alıştığım  ritme tekrar  ayak uydurabilecek kadar iyi hissediyorum kendimi.Geçen üç yılda büyümekte olan sadece Deniz değilmiş,onu anladım.Anneliği ve hayatın diğer sorumluluklarını-projelerini bir arada yürütecek olmanın telaşı da uçup gitti üzerimden.Bir kaç hafta içinde epeydir çok heves edip de fırsat bulamadığım Yunanca derslerine başlıyorum.Üstelik üç yakın arakadaşımla birlikte.Koskoca insanlar olduk ama hala okulu kırma,kopya çekme ve dersi kaynatma deyice gözlerimiz parlıyor J Yunanca öğrenmeyi becerebilecek miyiz bilmiyorum ama çok eğleneceğimiz kesin.Muhtemelen ilerleyen haftalarda derslerle ilgili anlatacak çok şeyim olacak.

Diğer taraftan geçtiğimiz eylüldeki listede bir blog açmak ve yazılarımı başkalarıyla paylaşmak yer alıyordu.Kasım ayında başladığım yazılar 45’i , tıklama sayısı ise 3.000’i buldu.Üstelik bu blog farklı platformlarda yazılar yazmak için bana kapılar açtı ki bu da listeme dahil olmayan sürpriz bir gelişmeydi.

İş hayatı da bir taraftan dolu dizgin devam ediyor,yeni sezon neler getirecek neler götürecek göreceğiz..

İlk bir yılı geçmiş olmakla beraber, beşinci yılı beklemeden gelecek yıla ilişkin bir liste hazırlıyorum.Hatta beşinci ve onuncu yıllara ait hayallerimi gerçekleştirmek için ufak tefek araştırmalar da yapmaya başladım bile.

Zaman ne gösterir bilinmez elbet..Ölmez sağ kalırsak kırkıncı yaş günümü , ‘bir adada' taş duvarlarla örülü  evimin ,renkli çıplak ampullerle süslenmiş bahçesinde,buram buram yasemine karışan anason kokusu eşliğinde kutluyor olacağım.Hepinizi beklerim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder